MUHTARLIKTAN DUYURULUR |
Cumartesi, 16 Mart 2013 | |
KÖYÜMÜZE NİSAN AYINDA KADASTRO GELECEK KÖYLÜLERİMİZE DUYURULUR MUHTAR KEMAL YAYIKCI 05388232270 Kadastro, bir bölgedeki özel arsaların kaydıdır;[1] bu arsalar sistematik şekilde numaralandırılır, her birinin çevresi ve parsel tanımlayıcısı büyük ölçekli haritalarda gösterilir, hem haritada hem de kayıt defterinde bu arsanın niteliği, büyüklüğü, değeri ve onunla ilgili hukukî haklar belirtilir.[2] Gündelik dilde kadastronun birkaç anlamı vardır: Birincisi, özel arsaların bir kamu kuruluşunda tutulan kayıtlarıdır. İkinci anlamı bu kayıtları tutan ve onları idare eden kuruluşun adıdır. Üçüncü anlamı bu kuruluşun yaptığı işlerdir. Türk Dil Kurumu kadastroyu "bir ülkedeki her çeşit arazi ve mülk yerinin, alanının, sınırlarının ve değerlerinin devlet eliyle belirlenip plana bağlanması işi" olarak tanımlar.[3] Türk Kadastro Kanunu'nda kadastro "taşınmaz malların sınırlarının arazi ve harita üzerinde belirtilerek hukuki durumlarının ve üzerindeki hakların tespit edilmesi işlemi" olarak tanımlanmıştır.[4] Sıfat hali "kadastral"dir. Kadastral haritalara güncel dilde tapu haritası veya kadastro paftası da denir. Kadastrolar dünyada çoğu ülkede, tapu sicili gibi başka belgelerin eşliğinde kullanılır. Etimoloji [değiştir]Kadastro, Fransızca "Cadastre", o dile de İtalyanca "catastro" sözcüğünden gelmiştir. Catastro sözcüğünün kaynağı Yunanca κατάστιχον ([katastikhon], defter veya kayıt) ve ondan önce κατά στίχον ([kata stikhon] "çizgi üzerinden") sözcükleridir; yani kadastro arsa sınırlarını belirleyen köşe taşları arasındaki düz çizgiler ve mesafeler boyunca ilerlemek kavramından türetilmiştir. Bizans İmparatorluğunda toprak vergisinin adı katastikon olmuş, Venedik Cumhuriyeti kendi vergi sistemi için Bizans sistemini uygulamış ve bu adı catasticon olarak yeniden İtalyancalaştırmıştır.[5] Amaç [değiştir]Kadastro kayıtlarının üç amacı vardır: 1) ödenecek emlak vergisi miktarını belirlemek için bir toprağın değerini kaydetmek, 2) mülkiyet haklarının korunması için toprağın boyutlarını ve sınırlarını belirlemek, 3) imar planlaması ve kırsal kalkınma için bir temel oluşturmak. Farklı ülkelerde bu amaçların hangisinin önde geldiğine bağlı olarak kadastronun farklı anlamları, farklı kurumlaşmaları olabilir. Örneğin eski Doğu Bloğu ülkelerinde özel mülkiyet olmamasına rapmen kadastro daireleri vardı, bunların amacı beş yıllık kalkınma planlarına destek olmaktı; bu ülkelerin kadastro kayıtlarında toprak kalitesi, su kaynakları ve yollara yakınlık, iklim şartları gibi bilgiler bulunurdu. Batı Avrupa'da kadastronun amacı toprak vergisinin toplanmasını sağlamakken, Britanya'da esas amaç mülkiyet haklarının korunmasıdır.[6] Bu amaçlara hizmet eden üç tip kadastro bilgisi olabilir: 1) malî kadastro: toprağın değeri, 2) hukuki kadastro: toprak üzerindeki haklar. 3) geometrik kadastro: toprağın ölçümleri, parçaları, gösterimi ve konumu hakkında bilgiler. Çoğu ülkede bu bilgilerin üçü de kaydedilir. Toprak değeri genelde alım-satım bilgilerine dayalıdır ama ihtiyaca göre bazen toprağın değeri yeniden belirlenebilir. Hukuki kadastro bilgilerinde örneğin ipotekli bir arsada hem arsanın sahibi hem de ipotek sahibi belirtilebilir, bir derebeylik sisteminde hem toprağın sahibi hem de üzerinde çalışan çiftçi belirtilebilir, başka durumlarda geçiş veya kullanım hakları, mülkiyetten ayrı olarak kaydedilebilir. Geometrik kadastro bilgilerini elde etmek için haritacılık ve yazılı metinlerdeki arazi tariflerine dayanılır. Yazılı kayıtların olmaması halinde yerel yetkililerin sözlü ifadesine de dayanılabilir. Tarih [değiştir]Kişilerin topraklarının sınırlarının bilinmesi gereği çok eskilere dayanır. MÖ 3000 yıllarında Nil vadisindeki tarım haklarının düzenlenmesi için kayıtlar mevcuttur. Girsu'da (Mezopotamya'da) M.Ö. 2300 yıllarına ait bir kil tablette bir grup toprak parselinin planları, yüzölçümleri ve tasfirleri bulunmuştur. Etrüsk medeniyeti hakkındaki Etrusca disciplina belgelerinde, şehirlerin kurulmasında kadastro işlemlerinin dinî ve töresel bir bağlam içinde yapıldığı yazılıdır. Sümer kralı Şulgi, Ur şehri için bir toprak kayıt sistemi kurmuştur. Roma eyaletlerinde toprak vergisi capitatio terreno nun toplanmasında vergi amaçlı toprak birimlerine "capitatio" (veya capist) denirdi. Bu toprak birimlerin kaydına (bir başka görüşe göre, bir bölgedeki toprak sahiplerinin kaydına) Capitastrum denirdi. Orta çağlarda bu kayıtlar capitastrum olarak adlandırılırdı ve bu sözcük sonra catastrum olarak değişmiştir.[7] Orta Çağlarda Avrupa'da kadastronun amacı, vergi toplamak amacıyla kilise topraklarının, derebeylerinin, çiftçilerin toprakların büyüklüğünü belirlemekti. Bu kayıtlar mülkü tasvir edip yaklaşık büyüklüğünü belirtmenin yanı sıra, bazen basit planlar da içerirdi. Derebeyi için çalışan vasallar durumunda toprağın sahibi olan derebeyi ve onu çalıştıran çiftçinin adları da kaydedilirdi. İngiltere'de Domesday Book bunun ilk örneklerindendir. I. William emriyle 1086'da İngiltere'nin her tarafında toprak sahiplerinin ne kadar toprak ve hayvan sahibi olduğu belirlenmişti. Bu kitaba dayanarak kimin ne kadar vergi ödeyeceği belirlenmişti. Araplar'ın 10. yy'da Sicilya'yı istilasında defter adı verilen basit bir toprak kayıt sistemi başlatılmıştır. Bu sistem Güney İtalya'nın Normanlar tarafından istilasından sonra Catalogus baronum olarak geliştirilmiştir. Fransız ihtilaline kadar Fransa'daki kadastro çalışmaları yerel amaçlar (derebeyi için) için kullanılırdı. VII. Charles, XIV. Louis ve XV. Louis, merkezî bir kadastro oluşturmaya gayret etmelerine rağmen politik direnme, ekonomik imkasızlıklar ve ölçüm araçlarının yetersizliği nedeniyle bunu gerçekleştirememişlerdir. Yerel kadastro kayitlari vardi ama herbiri farklı esaslara göre çalışırdı. İlk defa Napolyon, Fransa'daki 100 milyon toprağın herbirini kaydettirmiştir. Avrupa'daki millî kadastro sistemleri Napolyon'un girişimiyle ilk defa Avrupada 15 Eylül 1807'de başlamıştır. İlk haritalı kadastro kayıtları 18. yüzyılda Savoya Dükalığı'nda hazırlanmıştır. Osmanlılarda toprak kayıtları tahrir defterlerinde tutulurdu. Bu defterlerde vergi mükellefleri ve onların mülkleri hakkında bilgiler tutulurdu. Kadastral harita [değiştir]Kadastral harita, bir bölgedeki tüm emlağın (arsa ve binaların) haritasıdır ve kadastro kayıtlarının parçasıdır. Tapu dairesindeki kayıtlı mülklerin konumu ve sınırların resmî kanıtı sayılır. Haritada arsaların sınırları ve kayıt numaraları, belediye sınırları, binalar ve arazinin kullanım amacı kaydedilebilir. Türkiye'de kadastral haritalar parsel, ada gibi parçalara bölünebilir. Kadastro parseli, sınırları belli bir mülkiyet arazisidir. Kadastral ada çevresi doğal kadastral ada ve yapay sınırlarla çevrili olan yere kadastral ada denir. İmar uygulaması yapılınca kadastro parsellerinin yerine imar parselleri gelir. Kadastral yollar, imar planı olmayan bölgelerde kadastro haritalarındaki kimsenin mülkiyetinde olmayan alanlardır. İmar planı yapıldığında imar planları genelde bu yollara göre oluşur. Kadastro haritaları altyapı yatırımlarının belirlenmesinde, uzun vadeli jeolojik ve ekolojik çalışmalarda da gözününe alınır, eğer toprak mülkiyeti, incelenen olguda bir rol oynuyorsa. Kadastro haritalarında bölge isimleri, parsel ve tapu numaraları, mevcut yapıların yerleri bitişik yol ve sokak isimleri, belli sınırları uzunlukları ve daha eski haritalara referenslar bulunur. Standart topografik kadastral haritalar, planimetre ayrıntıları ve özellikle mülkiyet sınırlarını ayrı, yükseklik bilgilerini (eşyükseklik eğrisi) ayrı, göstermek üzere iki kalıp halinde ve birbirleri ile çakıştırılabilir nitelikte üretilen paftalardır. Haritada doğal sınırlar (yol, kıyı, nehir gibi) ve binalar da belirtilebilir. Modern kadastro haritalarında ise coğrafi bilgi sistemleri kullanılmaktadır. Kadastral harita yapmak için arazide saha ölçüm yapan kişilere mesahacı denir. Kadastral haritalarin üretilmesi için arazi ölçümleri yapıldığı gibi havadan fotoğraf alımı da kullanılır. Bu ölçümler geodezik ve fotogrametrik bilgisayar programlarla haritalara dönüştürülür. Tapu kayıtları ile ilişki [değiştir]Tapu, bir emlağın mülkiyetinin kime ait olduğunu gösteren belgedir. Kadastro ise o emlağın büyüklüğünü ve konumunu tanımlar. Çeşitli ülkelerde tapu ve kadastro idaresi arasındaki ilişkiler farklıdır.[8]
|
|
Son Güncelleme ( Pazar, 02 Haziran 2013 ) |
KURU EKMEK |
PEKSİMET Kepekli undan mayalı olarak yoğrulur. Küçük somun büyük-lüğünde yumaklar alınır, bu dörde bölünür. Parçalar birbirinden ay-rılmaz, pişerken “içini çeksin” hamur olmasın diye. Piştikten sonra kavrulması için fırının soğuması gerekir. Fırının tavı şöyle ölçülür. Bir kimse fırının içine elini sokar kırka kadar sayar. Eğer eli dayanıyorsa tamam demektir. Yaklaşık iki gün fırında kalır, ara sıra karıştırılır. İyi pişmeyen ve kurumayan peksimetlerin içi düğüm düğüm olur ki makbul sayılmaz. |
Lahana Çorbası Diyeti |
Hedef: 1 haftada 3-4 kilo. Günlük kalori: 800 Kcal Diyet boyunca kesinlikle ekmek, alkol, soda ve meşrubat alınmamalı. İstenildiği kadar çorba içilebilir. 7 günden fazla uygulamayın Yağ yakıcı çorba bu diyetin anahtarıdır ne kadar çorba içerseniz okadar çok kg verirsiniz. Kızartılmış sebzeler yasaktır. Et yerine haşlanmış veya fırınlanmış ve derisi çıkartılmış tavuk da yiyebilirsiniz. |
KARBONAT DEYİP GECME |
Karbonatın Kullanımı:
1) Bir büyük bardağa 2 tatlı kaşığı karbonat atıldıktan sonra üzerine az az kaynar su dökülerek köpürtülür ve karbonatın suda iyice çözülmesi sağlanır.
2) Sonra üzerine normal su dökülür, karıştırılır ve içilir. (Su sıcak geliyorsa soğumaya bırakılır ve öyle içilir).
|
Yemlik Otu ve Faydaları |
Yemlik Bitkisi Nedir Faydaları ve Zararları Nelerdir Nasıl Kullanılır: Yemlik Nedir: Yemlik bitkisi İskorçina familyasından şifalı bir bitkidir.Yemlik vitamin ve mineral bakımından zengin olan bir bitkidir. Yemlik bitkisinde, A , C , E , B2 , B6 vitaminleri ve demir, kalsiyum mineralleri bulunur. Bu vitamin ve minerallerin yetersizliğinde çok faydalıdır. |
İğdenin Faydaları |
İğdenin Faydaları: Halk arasında başta bağırsak bozuklukları ve ağız pasını gidermek için kullanılırken, ishali de önlüyor. Bu lezzetli meyvenin çiçeklerinin kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmesinin egzama, öksürük ve bağırsak bozukluklarına iyi geldiği belirtiliyor. İğde ağaçlarının ayrıca, haziran ayı başlarında açtığı çiçeklerini koklamak da zihne kuvvet ve açıklık verdiği kaydediliyo |
Kuşburnu Bitkisinin Faydaları ve Zararları |
Buğdayın Faydaları |
Hayatımızın her evresinde beslenmenin esasını oluşturan, hepimizin yaygın olarak kullandığıbuğdayın faydalarını saymakla bitirmek mümkün değildir. En önemli gıda maddesi olarak kullandığımız ekmeğin meydana gelmesinde büyük rol oynayan buğday, birçok gıda ürünlerinin de oluşmasına katkı sağlamaktadır. Buğday çimi, kanser gibi ölümcül hastalıkların tedavisinde ve önlenmesinde son derece etkili. Sıvı oksijenle dolu olan buğday çimi, acıbadem ve kayısı çekirdeği, doğanın en güçlü anti kanseri olan ‘laetril’ içeriyor. İşte buğday çiminin bilinmeyen faydaları… |
Alucra'da Yetişen Şifalı Bitkiler |
Değerli büyüğümüz Arif Pamuk ‘un asırlarca Uygulanmış İbni Sina’dan Terkipler, Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi, Pamuk yayıncılık ve diğer kaynaklardan araştırılan, “Alucra’da yetişen Şifalı Bitkiler”...Şifalı otların revaçta olduğu günümüzde bütün ilaç... |
Arpanın Faydaları |
Arpa tek yıllık, her yıl yeniden tohumlanarak yetiştirilen bir bitkidir. Ortalama 1 metre kadar büyüyebilen bitkin insan ve hayvan beslenmesinde yüzlerce yıldır kullanılmaktadır. Arpanın tohumları ve çimen kısmı ayrı ayrı kullanılmaktadır. |
Isırgan Otunun Faydaları Bilimselleşti |
Isırgan otunun ülseri önlediği, yaraları iyileştirdiği, ağrı kesici özelliğinin olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. |
Madımak Otu ve Madımak Otunun Faydaları |
Madımak otu bahar aylarında kendiliğinden yetişen ve özellikle doğu anadolu bölgesinde görülen bir bitki türüdür. Yemeği yapılabileceği gibi kurutularak çay yapılmasıda mümkündür. Madımak kendiliğinden doğada yetişir ve üretmek için bir çaba gerektirmez. İçersinde tanen, nişasta, glikoz ve uçucu yağ içermektedir. Madımak yumuşak bir bitkidir, pembemsi renkte çiçekleri vardır. |
Ahlat ( Yaban Armudu) faydaları |
Hemen her ülkede ve bölgede yetişir. * Beyaz ve siyah olanı vardır. * Ayrıca smi (çin) ve sicistani cinsi vardır. Dikenli bir ağaçtır. * Meyveleri kurutulup kullanılır. Ahlat (yaban |
PATATESİN FAYDALARI |
Patatesin Faydaları ve Zararları Nelerdir Nasıl kullanılır: Çok çeşitli leziz yemeklerini yaptığımız Patates diğer ismi ile solanum tuberosum, Patlıcangiller familyasından faydalı bir sebzedir. Yer altındaki yer altındaki yumruları yenen otsu bir bitkidir. Yeşil kısımlarında, renksiz filizlerinde ve yeşilimsi yumrularında Solanin denilen bir madde vardır. İçeriğinde bol miktarda nişasta, B ve C vitaminleri bulunur. |
BİZİM LAHANANIN FAYDALARI |
Değerli okuyucu, size bugün öyle bir sebzeden bahsedeceğim ki, bu nimetin hikmeti saymakla bitmez. Yeter ki, onu ne zaman ve neye karşı kullanacağınızı biliniz... Bana sorsalar, “İnsan sağlığı üzerinde etkili olan en önemli üç sebzeyi önem sırasına göre sıralayınız” diye. Cevabım, birincisinden üçüncüsüne kadar hep beyaz lahana olurdu. Dördüncü ve beşinci sırayı brokoli ve kereviz alırdı. Beyaz lahana çok yönlü bir sebzedir. Onu her araştırmaya başladığımda yepyeni bir özelliğini buluyordum. Halen de araştırdı-ğım bir sebzedir. Onun kürünü yapmaya başladıktan sonra birkaç gün içerisinde vücudunuzdaki değişikliğin farkına varabiliyorsunuz. İçeriğinde öylesine güçlü etkin maddeler ki, işte bunlardan birkaç tanesi; u-vitamini, diindolmetan, izotiyosiyanat, glucoiberin, folacin, crocetin... |
Her derde deva kızılcık meyvesi |
Kızılcık, sonbaharın habercisi olan bir meyvedir. Eylül ve ekim aylarında meyvelerini verir, havalar iyice soğuduğunda ise sessizce yapraklarını dökerek tohuma çekilir. Karadeniz'de ve İstanbul'un Karadeniz'e yakın yamaçlarında kızılcık bol miktarda yetişir. Ağustos sonunda açan çiçekleri sarı, meyvesi ise koyu kırmızı renktedir. Tadı ekşi ve mayhoştur. Yararları saymakla bitmez! Meyvesi, yaprağı, ağacının kökü, gövdesi, kabuğu tümüyle şifalıdır. Bu köşeye neden konu olduğunu soracak olursanız, kızılcık en önde gelen anti- aging gıdalardan biri olduğu için, dikkatinizi çekmek istedim |
ALIC'IN FAYDASI |
Diğer İsimleri : Ekşimuşmula, Barutağacı, Yemişen, Crataegus azarolus, Fleur d’aubepine Botanik Bilgi : 10 metreye kadar yükselebilen, dikenli, beyaz veya pembe çiçekli bir ağaçtır. Meyveleri 6-10 mm çapında, 1-3 tohumlu, esmer-kırmızı veya kırmızı renklidir. Hafif ekşimsi lezzetli meyveleri yenilmektedir. Bitkiye çok güçlü antioksidant özellikler veren flavonoid (flavonlar) bileşikleri açısından oldukça zengindir.Meyveleri olgunlaştığında kırmızı ve sarımsı bir renk alan, yuvarlak görünümlü alıç, süs bitkisi olarak da kullanıyor.Alıç, Türkiye’de, derelere bakan yamaçlarda, kayalık, taşlık yerlerdeki çalılıklar içinde, ormanlarda ya da dağlık çevrelerde yetişiyor. |
FAYDALI BİTKİLERİMİZ |
|
Üye Girişi |
Alucra Haber |
Alucra.com |
Alucra Kaymakamlığı |
Alucra Belediyesi |
Alucra Milli Eğitim Müdürlüğü |
Alucra İlçe Hastanesi |
Alucra Vakfı |
Alucra Müftülüğü |
BOĞAZİÇİ GÜNDEM |
Resim Galerisi |
Video Galeri |