Skip to content
Bulunduğunuz sayfa: Anasayfa arrow Sosyal ve Kültürel Yapı arrow Halk Oyunları
Halk Oyunları Yazdır E-posta
Cumartesi, 05 Ocak 2008

En az iki kişi arasında oynanır. Oyuna başlanırken düz bir taş ilk direye elle atılır. Sonra oyuncu tarafından tek ayakla, bu taş vurularak sırayla bütün dairelere taşınır (ayak ve taşın çizgileri geçmemesi zorunludur). Son dairede geri döndürülüp, giriş noktasındaki sınırlar içinden tekrar çıkarılır. Böylece birler bitmiş olur. Bu ilk başarıdan sonra oyuncu, elindeki küçük bir taşı çizgilerin başından geriye dönüp bakmadan atar. Eğer herhangi bir dairede kalmasını sağlarsa, o daire o oyuncu için onun evi olur. Oyuncu, bu dairesinde bütün kuralları çiğneyip rahat davranabilir. Ayrıca, rakip oyuncunun taşı ve ayağını kendi evine koymama hakkına da sahiptir.

Oyuncu, böylece birleri geçtikten sonra, taşını ikilere atar (çizgilerin dışında, başlama dairesine atlanması gerekir, taş ileriye atıldıkça oyuncunun çizgi dışından atlayacağı mesafe de uzar) ve aynı kurallar çerçevesinde kademe kademe ilerlemeye çalışır. Eğer taşa ayağı ile vuruşlarında taş ya da ayağı, herhangi bir dairenin çizgisinin üzerine gelirse ya da rakip oyuncunun evine gelirse yanar ve oyun sırası rakip oyuncuya geçer. Oyun böylece devam eder.(23-24-44)

5.1.1.2. Cüz

 

İki oyuncu tarafından oynanır. Her oyuncunun üçer taşları vardır. İlk başlayan oyuncu, ilk taşını herhangi bir noktaya kor. Diğer oyuncu da taşını bir noktaya kor. Amaç, taşları bir doğrultu haline getirebilmek oduğu için taş yerleştirmede dikkat edilir. Kendi taşlarını kolay hizalayabileceği gibi, rakip oyuncunun oyunlarını da bertaraf etmek temel ilkedir. Altı taş da yerleştirildikten sonra, sırasıylı boş olan karelere hamle yapılıp taşların bir doğrultuda eşlenmesine çalışılır. İlk başaran oyuncu oyunu kazanır.(45)

 

5.1.2. Aletsiz Oynanan Oyunlar

5.1.2.1. Südü-büdü (Sinebiccilik)

Genellikle tekerleme ya da sayma ile belirlenen bir “ebe”, bir nokta nişanlar (duvara çizilen bir daire, ağaç ya da direk). “Ebe”, nişanladığı yere yüzünü kapatıp 50-100'e kadar saymaya başlar, bu esnada diğer bütün oyuncular dağılıp saklanır. “Ebe” sayma işlemini bitirdikten sonra "ardıma, önüme, sağıma, soluma sînenen ebe) diyerek gözlerini açar ve çevreyi dikkatlice arayıp, arkadaşlarını bulmaya, daha sonra da ebelemeye çalışır. Gördüğü arkadaşlarının adını söyleyip hemen nişan yerine gelerek "ebee" diye ebeler. Bu şekilde bütün arkadaşlarını ebeledğinde ilk ebe denen oyuncu "ebe" olur ve oyun tekrar başlar.

“Ebe”, nişanlı yerinden ayrıldığında, diğer oyuncular atik davranıp saklandıkları yerlerden çıkıp koşarak ebeden önce nişanlı yere ulaşmaya çalışır. Eğer başarırsa elini nişanlı yere vurur ve "sobee" der. Sobelemeyi başaran oyuncu ebenin ebelediği bir oyuncuyu kurtarma hakkına sahip olur. Sobeleyen oyuncu, ebeleyen oyuncudan çok olursa ebelenenler kurtulacağı için aynı “ebe” oyunu ilk ebelenene devretmeyip tekrar "ebe" lik yapar.(22)

5.1.2.2. Menekşe Mendilin Düşe

Kalabalık oyuncu kadrosu ile oynanır. İki grup oyuncu, karşılıklı (20 m. kadar) birbirlerinin ellerinden tutarak dizilirler. Oyuna ilk başlayan grup karşı gruba:"Menekşe mendilin düşe" diye bağırır. Karşı grup da:" Bizden size kim düşe ?" diye cevap verir. Bu kez oyuna başlayan grup karşı grupdan bir isim söyler, ismi söylenen oyuncu, hızla koşarak karşı grubun elleriyle ördükleri barikata vurup onu aşmaya çalışır. Eğer barikatı geçerse, gruptan bir oyuncuyu alıp kendi grubuna katar, eğer başaramazsa mağlup olduğu grupta kalır. Amaç, karşı grubun bütün oyuncularını kendi grubunda toplayabilmektir. Bunu başaran grup oyunu da kazanmış olur. (23-24-44)

5.1.2.3. El El Üstünde

4-5 kişi ya da daha fazla oyuncu grubu tarafından oynanır. Ev içi oyunlarındandır. Tekerleme ya da saymayla "ebe "olan, yere kapanır. Diğerleri “ebe”ye göstermeden ellerini “ebe”nin sırtına üst üste kor. Sonra “ebe”ye "En üstünde kimin eli var ?" diye sorarlar." Ebe " tahmini bir isim söyler. Bilirse ebelikten kurtulur ve bilinen isim "ebe" olur. Eğer bilinemezse

oyuncular tarafından “ebe”, gıdıklanmaya veya yumruklanmaya maruz kalır. (23-24-44)

5.1.2.4. Köşe Kapmaca

5 kişi tarafından oynanır. Önce dikdörtgen şeklinde dört nokta belirlenir. Oyuncular, köşelerini alırlar ve ortada bir “ebe” olur. Köşedeki oyuncular, “ebe”ye köşelerini kaptırmadan karşılıklı yerlerini değiştirmeye çalışırlar. Eğer “ebe”, arkadaşlarının boşluğunu yakalayıp hızlanabilirse, ayağını oyuncudan önce boşalan köşeye kor ve ebelikten kurtulur. Bundan sonra da ortadaki “ebe” ebelikten kurtulmaya çalışır.(23-24-44)

5.1.2.5. Elim Sende Oyunu

3 ya da daha fazla oyuncu kitlesince oynanır. Şansla belirlenen oyuncu “ebe” olur. “Ebe”nin görevi; kendisinden kaçan oyunculardan herhangi birinin bir yerine elini dokundurabilmektir. Elini değdirdiği oyuncu “ebe” olur ve ebelikten aynı şekilde kaçışan oyuncuları kovalayarak kurtulmaya çalışır.(23-24-44)

5.1.2.6. Sek Sek

Grup oyunlarındandır. Özellikle Ramazan aylarında iftar sonrası ve teravif namazı öncesindeki boş vakitlerde oynanır.

Oyun için önce bir “ebe” belirlenir. “Ebe”nin görevi; tek ayak üstünde sekerek diğer oyunculardan birini yakalayıp ebelikten kurtulmaktır. Diğer oyuncular iki ayak üzerinde olup serbest hareket ederler. “Ebe”, arkadaşlarını yakalama esnasında diğer ayağını yere değdirince, arkadaşları tarafından tekmelenmeye maruz kalır.(22)

5.1.2.7. Biren Biren

Üç ya da daha fazla oyuncu tarafından oynanır. Ev içi oyunlarındandır. Oyuncular, yere oturup ayaklarını uzatırlar. Sonra da:

"Biren biren, iken iken

Gazma boylu, gara diken,

Salla bunu, çek şűnu."

diye heceleyip dizler elle savuşturulur, son hecenin denk geldiği ayak toplanır. Tekerleme, toplanan ayaktan tekrar başlar ve son heceye gelen ayak da toplanır. İki ayağını bu şekilde toplayan, oyunun birincisi, en son toplayamayan da sonuncusu olur. (23-24-44)

5.1.2.8. Don

Kalabalık bir kadro ile oynanır. Sayışma sonucunda bir “ebe” belirlenir. “Ebe”nin görevi; oyunculardan birini ebeleyip ebelikten kurtulmaktır. Oyuncular ise ebelenmemek için "don" diyerek, hareketsiz durup kurtulmaya çalışırlar. “Ebe” onları kovalayıp, "don" demelerine fırsat vermeden elle dokunup ebelemeye çalışır, oyuncu da dara kaldığında ebelenmeden önce don deyip sabit kalmaya çalışır.(23-24-44)

5.1.2.9. Birdiri Bir

5-6 ya da daha fazla oyuncu tarafından oynanır. Oyuncular sıraya dizilip bellerinden eğilirler. Oyuncunun biri de sıranın başından ellerini oyuncuların sırtlarına koyarak üzerlerinden atlamaya çalışır. Hepsini atlayınca, o da eğilerek son sıraya geçer ve oyun böylece devam eder.(45)

5.1.2.10. Gece- Gündüz

Daha çok sınıf ortamında oynanan bir oyun türüdür. Çocuklar sıralarda hazır bulunur. Oyuncunun biri, önlerinde "gece" dediğinde oyuncular kafalarını önlerine; "gündüz " dediğinde de kafalarını yukarıya kaldırırlar. Amaç; gece ya da gündüz kelimesini peş peşe söyleyip oyuncuları yanıltarak, onların yenilmelerini sağlamaktır. Oyun boyunca şaşırmayıp sona kalan, oyunun birincisi olmuş olur. (23-24-44)

5.1.2.11. Deve-Cüce

Gece-gündüz oyununun hemen hemen aynısıdır. Bu sefer oyuncular dikelik vaziyette dururlar. Cüce denildiğinde çömelirler; deve denildiğinde de kalkarlar. Yine yanılmadan son kişi olmayı başaran, oyunun birincisi galip ilan edilir.(23-24-44)

5.1.2.12. Kutu Kutu Pense

Kalabalık bir oyun gurubu tarafından oynanır. Oyuncular el ele tutuşup daire şeklini alırlar. Sonra hep beraber "kutu kutu pense, elmamı yese, arkadaşım x arkasını dönse" derler ve ismi söylenen oyuncu yüzünü dairenin dışına döner. Bütün oyuncular bu şekilde yüzünü daire dışına çevirdikten sonra tekrar "kutu kutu pense, elmamı yese, arkadaşım x önünü dönse" denerek bütün oyuncuların yüzünü tek tek, tekrar daire içine çevirmesi şeklinde oyun devam eder.(23-24-44)

 

5.1.2.13. Tiyatro Oyunu

3 ya da daha fazla oyuncu ile oynanır. Oyunculardan biri diğer oyuncuların karşısında hiç konuşmadan öyküleme (uzuvların hareketi) yoluyla tanınmış bir kimsenin (aktör ya da herhangi bir öğretmenin) taklidini yapar. Diğer oyuncular da arkadaşının yaptığı hareketlerden canlandırmaya çalıştığı kimseyi bulmaya çalışır.(23)

5.1.2.14. Evcilik Oyunu

3-5 oyuncuyla oynanır. Oyuncu grubu, aralarında anne, baba, erkek çocuk ya da kız çocuk paylaşımını yapıp aile ortamını canlandırmaya çalışırlar.(23-24-44)

5.1.2.15. Öğretmencilik Oyunu

Bir grup oyuncunun, sınıf havası oluşturup öğretmen-öğrenci rollerine girerek oynadıkları oyun türüdür.(23-24-44)

 

5.1.3. Belli Bir Araçla Veya Aletle Oynanan Oyunlar

5.1.3.1. Çelik

10-15 yaş grupları arasında oynanan bir oyun türüdür. İki ya da daha fazla oyuncu eşleşerek oynar. Oyun için iki değnek hazırlanır. Biri 15-20 cm.(çelik), diğeri de 60-70 Cm. (çomak) ' dir. Çomak çeliğe vurmak içindir.

Oyun için, önce düz bir arazi de bir çubuk dikilir ve o çubuk merkez tayin edilir. Sonra oyuna ilk başlayan oyuncu çomakla çeliğe sertçe vurur. Karşı rakip ya da grup oyuncusu, havalanan çeliği eğer yere düşmeden tutarsa karşı taraf oyuncusu ile yer değiştirir. Eğer tutamadı ise çeliği düştüğü yerden alıp, merkezdeki dikili çubuğa atarak onu vurmaya çalışır. Eğer vurursa yine karşı taraf oyuncusu ile yer değiştirir. Çubuğu attığı çelikle vuramadığı takdirde, çubukla yakınına düşen çelik arası ayak adımları ile sayılır ve her adım, oyunu açan için sayı, yani "lıdıh" olur. Oyun böylece sürüp gider.

Ayrıca çelik oyunu, çeliğin uçlarının yontularak çomakla ucuna vurulup yükseldikten sonra vurma şeklinde de oynanır.(2)

5.1.3.2. Beştaş

İki kişi ile ya da dört kişi ile eşli oynanır. Oyuncular bilye büyüklüğünde beş tane (yuvarlak) taş bulurlar. Sonra, oyuna kimin başlayacağını tesbit ederler. Oyuna ilk önce başlama hakkını kazanan oyuncu, taşları eline alır ve yavaşça havaya atar. Yere düşen taşlardan birisini alır. Havaya atar, yerdeki taşlardan birini alarak havaya attığı taş yere düşmeden tutar. Aynı şekilde birer birer diğer taşları da alır. İkinci kez taşları toplu olarak alır ve tekrar havaya atar. Bu kez de taşları yerden aynı şekilde ikişer ikişer toplar. Üçüncü seferde üç, dördüncü seferde 4 taşı birden alır. Beşinci seferde taşlardan biri işaret parmağı ile baş parmağının arasına, diğer taşlar avuç içine alınır. Baş parmakla işaret parmağı arasına alınan taş havaya atılır; işaret parmağı yere dokundurulup "pisik" deyip havadaki taş tutulur. Taş tekrar atılır ve yere yumruk vurulup "tokmak" denilir, havadaki taş düşmeden tutulur.Taş tekrar havaya atılır "yere koyup" deyip avuç içindeki dönt taş yere konur, havadaki taş düşmeden tutulur. Tekrar havaya atılıp "yerden almak" deyip taşların dördü de yerden alınır ve havadaki taş tulur. Beş taş havaya atılıp elin üstü ile tutulur. Buna "yalancı el üstü" denilir. Sol elin işaret parmağı orta parmağın üstüne getirilir, baş parmakla açılıp yere köprü kurulur. Taşlar yine hafifçe havaya fırlatılır, içlerinden biri seçilir. Diğer oyuncu (taşların köprünün altından kolayca geçmemesi için ) bir ebe seçer oyuncu, eline aldığı taşı havaya atar yerdeki taşları birer birer ebeye dokundurmadan köprünün altından geçirir (oyunun bu kısmına köprüler denir). En son ebe geçirilir, her defasında havadaki taş yere düşmeden yakalanır. Bütün taşlar geçirilince köprü yapılan el yere yatırılır ve yine taşlar aynı şekilde avuç içine yığılır. En sonunda beş taş birden havaya atılarak elin üstü ile tutulur, tekrar havaya atılır ve avuç içine alınır. Bu hareketle kaç taş tutulmuşsa o kadar "lıdık" yapmış olur.

Bu oyunda yerdeki taşlar alınırken diğer taşlara dokunulmamalıdır. Taşa dokunulur veya havaya atılan taş tutulamazsa oyuncu yanar. Bu kez oyuna diğer oyuncu başlar. Oyunun neresinde kalınırsa, oynama hakkını kazanınca oradan başlar.(14)

5.1.3.3. Gıdala

Grup oyunlarındandır. Oyun için düz bir taş ve bu taşın üzerine konulan yumruk büyüklüğünde taş (gıdala) gerekir. Her oyuncunun da, kullanabileceği büyüklükte yuvarlak taşı vardır. “Gıdala” düz bir taşın üzerine konulur. Gıdaladan yaklışık 15-20 adım kadar uzaklığa düz çir çizgi çizilir. Sonra oyuncular taşlarını bu çizgiye en yakın düşecek şekilde atarlar. Bu şekilde sıra tesbiti yapılır. Taşını çizgiye en uzağa düşüren oyuncu “ebe” olur. Diğer oyuncular da taşının yakınlığına göre sıraya dizilirler.

“Ebe” “gıdala”nın yanında yer alır. İlk oyuncu taşını çizgiden atarak gıdalayı düşürmeye çalışır. Eğer düşürürse ve de gıdala uzaklaşırsa ebenin gıdalayı alıp düz taşın üzerine koymasına fırsat vermeden taşı kapıp çizginin berisine kaçmaya çalışır. Eğer “ebe”, gıdalayı çabucak taşın üzerine koyarak oyuncunun hareketi esnasında ona dokunursa, ebelikten kurtulur ve ebe yakalanan oyuncu olur.

Eğer oyuncu taşını kapıp kaçacağını kestiremezse, taşına yakalanmadan basarak

amacının yarısına ulaşmış olur. Ebe, ayağı ile taşına basan oyuncuyu ebeleyemez. Oyuncu, eğer taşı ayağı ile havaya kaldırıp eli ile tutabilirse, rahatça çizginin beri tarafına geçme hakkını kazanır.

Yine başka bir şekilde oyuncu, taşına hiçbir hamle yapmayıp (taşı vuramadığı ya da gıdalanın çok yakınına düştüğü takdirde) bir sonraki oyuncunun gıdalayı düşürmesini ve bu esnada da taşını gıdala mahallinden kurtarmayı bekleyebilir.

Ebe, herhangi bir oyuncuyu ebeleyene kadar ebelikten kurtulamaz. (2)

 

 

 

5.1.3.4. Dokuztaş

Gıdala gibi grup oyunlarındandır. Oyun için dokuz küçük taş bulunur. Bu taşların azami derecede düz olmasına özen gösterilir. Bir de bu taşları düşürmeye yarayacak küçük lastik top gerekir.

Oyuna başlamadan önce grup ikiye ayrılır. Sonra da hangi grubun daha önce başlayacağına dair bir yassı taşın bir yüzüne tükürülür ve "yaş-kuru" (yazı-tura) atılır. Yaş kuruyu kazanan grup taşların bulunduğu noktadan 15-20 m. uzağında çizilen bir çizginin dışına geçerler. Taşları koruyacak olan grup dokuz taşı düz bir taşın üzerinde üst üste dizerler. Yaş kuruyu kazanan grup, sırasıyla topu dizili taşlara atarak, onları yıkmaya çalışır.Atışlarda taşlar yıkıldığında ebe grup uzaklaşan topu almaya gittiğinde, topu atan grup taşları tekrar üst üste dizmeye çalışır. Bu arada ebe grup topu yakalayıpta rakip oyuncuları oyun sathı içinde vurmayı başarırsa vurulan oyncu oyun dışında kalır. Top diğer oyuncular tarafından atılıp taşlar yıkılmaya ve akabinde, vurulmadan yine dizilmeye çalışılır. Eğer bunu başarırsa, vurulup oyun dışı kalan bütün oyuncularını kurtarmış ve oyuna tekrar katmış olur. Bu işi hiçbir oyuncu başaramadığı taktirde oyunu kaybederler ve ebe olan grup onların yerini alarak oyuna başlarlar. (45)

5.1.3.5. Körebe

Grup oyunlarındandır. Oyuna başlamadan önce tekerleme ya da sayı ile “ebe” belirlenir. Ebenin gözü eşarpla bağlanır. Sonra bir meydanda ebe etrafında serbestçe dolaşılır. Ebenin görevi arkadaşlarından birini eli ile yakalayıp ebelikten kurtulmaktır. Oyuncular, oyun esnasında " körebe sesime gel" diye seslenip elleri ile ebeye dokunarak eğlenirler. Ebe bu seslenmelerden ve oyuncuların kendisine dokunmlarından yararlanarak oyunculardan birini yakalamaya çalışır.(23-24-44)

5.1.3.6. Mile

Daha çok erkek çocuklarca oynanan bir oyun türüdür. Mileye "misket ya da bilye" de denilip bu genel bir isimdir. Pek çok versiyonu vardır. En çok oynananları “guytuh” ve “yek” tir.

Guytuh oyunu, iki ya da daha fazla kişi tarafından oynanır. Oyun için önce, yere avuç içi kadar bir kuyu eşilir. Sonra bu eşilen guytuhdan 4-5 m. kadar uzağa bir çizgi çizilir. Oyuna başlama sırası için guytuhtan çizgiye "atışma " yapılır. Çizgiye mileyi en yakın düşüren ilk sırayı alır. Birinci oyuncu milesini bu çizgiden elini yerden kaldırmadan guytuğa girdirmeye çalışır. Eğer girdirirse milesini alıp guytuğun hemen yanıbaşına kor. Diğer oyuncular da sırasıyla milelerini guytuğa sokmaya çalışırlar. Bunu başaran oyuncu guytuhtan bir el dışarı çıkıp diğer mileleri vurmuyu çalışır. Her vuruşta milesini tekrar guytuğa sokmaya mecburdur, aksi taktirde sırası savar, yani sıra bir sonraki oyuncuya geçer.

Eğer hiç bir oyuncu guytuğa milesini sokamaz ise, ilk sokan oyuncu milesini tekrar guytuga girdirir. Guytuğa en yakın mileden başlayarak vurmaya başlar. Her başarısı onun için lıdıhtır. Yani sayıdır.

Yek oyunu ise, yere çizgisel bir doğrultu boyunca 3-4-5 ya da daha fazla para veya mile yerleştirilir. Atışmalarla sıra belirlenir. İlk oyuncu çizgiden milesi ile sabit olan noktaları vurmaya çalışır. Her vurduğu (mile ya da demir para, yahut kağıt para ) kendisinin olur. Her vuruşta oyuna devam etme hakkı kazanır. Vuramadığı taktirde sıra diğer oyuncuya geçer. Diğer oyuncu da oyuna girip dizili olanları ya da rakip oyuncunun milesini vurmaya çalışır. Eğer rakip oyuncunun milesini vurursa daha önceki aldıkları yekun, kendisinin olur ve arkadaşlarını da oyun dışına atmış olur.

Gerek “guytuh”, gerekse “yek” oyununda milesini atacak oyuncu, oyun içinde rakibinin "yansın" demesinden önce "mumdirek" derse, milesini, elini dizinin üzerine koyarak amacına ulaşmaya çalışır.(45)

5.1.3.7. Hımbıl

3 ya da daha fazla oyuncu tarafından oynanır. Ev içi oyunlarındandır. Ouyun için oyuncu sayısı kadar küçük kağıt içine, her birine ayrı olmak şartıyla bir kişinin ya da istediği bir isim yazılır, sonra bu kağıtlar kadar çoğaltılır. Mesela 4 kişilik bir oyuncu grubunda 16 kağıt kullanılır ve her dört kağıtta da aynı isim yer alır. Oyunu oynamak için ortada bir boşluk bırakılır ve etrafına oturulur. Sonra kağıtlar katlanıp karıştırılarak ortaya bırakılır. Her oyuncu eşit kağıt sayısını alıp içini açar. Amaç; eldeki bütün isimleri aynı yapmaktır. Sonra belirlenen doğrultuda oyunun akışı başlar. İlk oyuncu elinden bir kağıdı yanındakine verir. O da elindeki isimleri değerlendirip yanındakine aynı kağıdı ya da istediği bir kağıdı diğer oyuncular içindeki yazıyı okuyamayacak şekilde yanındakine verir. Bu devir esnasında elindeki kağıtları hep aynı isme denk getiren, elini ortaya vurarak "hımbıl" der. Diğer oyuncular da tetikte beklediği için hiç vakit kaybetmeden elini hımbıl yapan arkadaşının eli üzerine yapıştırır.

Oyun, puan usulü olup en fazla puanı, sırasıyla hımbılı yapan ve hımbıl yapanın eline yakın ellere sırasıyla yansır. Sonra kağıtlar dürülüp oyun tekrar başlar. Daha önceden belirlenen bir rakam limitini tamamlayan, oyunun galibi olur. (23-24-44)

 

 

 

5.1.3.8. İp Atlama

Daha çok kız çocukları arasında oynanan bu oyun, çeşitli şekillerde oynanmaktadır.

a) Bir kişinin kendi kendine ip atlaması: Oyuncu, ipin iki ucundan tutarak atlar. İki oyuncu arasında en çok atlayabilme yarışı şeklinde oynanır. Atlarken, ipi ters çevirmek ve tek tek atlamak gibi oyunlar vardır.

b) Bir oyuncunun salladığı ipten iki oyuncunun karşılıklı atlaması: Bir oyuncu ipin iki ucundan tutar, diğer oyuncuyla birbirine çok yakın olarak karşılıklı dururlar. Elinde ip olan, oyuncunun işareti ile ikisi birden atlamaya başlar. Bu oyun, birincide olduğu gibi eşleşen gruplar arasında yarış şeklinde oynanabilir. Hangi grup iyi atlayarak çok sayı yaparsa oyunu onlar kazanmış olur.

c) İki oyuncunun çevirdiği iple bir oyuncunun ip atlaması: 4-5 m. uzunluğunda bir ip, uçlarında iki oyuncu tarafından tutularak sallanır. Atlamaya başlamadan önce oyuncuların sıraları ve ipi tutacak kişiler belirlenir. Bunun için de, oyuncuların üçü de ellerini sallayarak “ben çıksam” diye birkaç defa tekrarlayarak, ellerinin değerlerinin ellerinden ters yönde kalmasına çalışırlar. Yani; üç kişiden ikisinin elinin içi yere diğerinin eli yukarıya bakıyorsa, o kişi birinci olur. Bunun tam tersi de olabilir. Elinin duruşu diğerlerinden farklı olan ve oyunda öncelik kazanan oyuncunun yerine, diğer oyunculardan biri elini sallamak için diğer iki kişinin yanına gelir ve tüm oyuncuların sırası belli olana kadar devam eder. En sona kalan iki kişi de ipi kimin teslim alacağını belirlemek için, oyunun baş oyuncusu ve ipi sallayacaklar arasından yine bir el oyunu yapılır. Yine oyuncular ellerini ortaya doğru uzatıp "cu cuu cu; cu cuu cu" diyerek, yine ellerinin duruşunu diğerlerinden farklı olmasına çalışır her oyuncu. Bu da bitince ip atlama oyununa başlanır.

İp atlanırken; baştaki oyuncu ipin içinde hangi hareketleri yapıyorsa diğerleri de aynısını yapmak zorundadır.

İp atlama oyununda çok çeşitli hareketler vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Şıp-yangın: Birinci oyuncu "şıp-yangın, ara-verende çok" diyerek ipe girer ve bir defa atlayıp çıkar. Diğer oyuncular da aynen devam eder.Ara veren olursa, ipi sallayan oyuncular ipi çekerler. Oyuncu, çekilen ipten atlayamazsa yanar. Şıp-yangında bir de atlayan oyuncunun ipten çıkarken kendisinin ve kıyafetlerinin ipe değmemesi önemlidir.

Şekil: Birinci oyuncu yine ipe girmeden "şekil" deyip, diğer oyuncuları uyarır. İpin içine girince tek ayak üstünde atlama gibi şekiller yaparak atlar ve çıkar. Diğer oyuncular da aynı şekilleri yapar.

Kurbağa: Oyuncular ellerini yere koyup, sallanan ipin üstüne ayaklarını atarlar. Oyuncunun yüzü ve vücudu yere dönüktür.

Değer-değmez: Oyuncular ipten atlamadan, ip yukarda iken hızla altından geçerler. Hiç bir şeyin ipe değmemesi önemlidir.

Eşek Selam: Oyuncu, ipi havada iki eliyle yakalar, eline dolayıp başına götürür. Tersten : İpe tersten girilerek atlanır. Şaşıran ya da atlayamayan oyuncu, yanar ve ipten tutar.

 

5.2. YETİŞKİN OYUNLARI

Alucra yöresinde yetişkin oyunları diyince akla ilk gelenler, “kahve oyunları” ve “dans oyunları” gelir. Burada, kahve oyunları yalnız erkeklere has iken, dans oyunları her iki cins için de ortaktır. Şimdi başlıca yetişkin oyunlarını görelim:

5.2.1. Kahve Oyunları

Oynanan kahve oyunlarından başlıcaları şunlardır:

. -Okey

-Elli Bir

-Elli İki

-Pişti

-Yanık

-Batak

-Rus Batağı

-İhaleli Batak

-Hoşgil

-Domine

-Papaz Kaçtı

-Poker

-Tavla (2-6-22)

 

5.2.2. Dans Oyunları

Dans oyunlarının Alucra yöresinde çok canlı bir yeri vardır. Özellikle düğünlerde vazgeçilmez eğlence türlerindendir.(Bkz. 3.1.5.5. Düğün Ve Nikah s.114)

Yörede oynanan dans oyunlarının tamamı guruplar halinde oynanır. En fazla oynanan oyunlar şunlardır:

-Dik Horan

-Laz Horan

-Süz Horan

-Temürağ

-Çeçen Kızı

-Dellücan

-Güzeller

-Sarı Kız

-Mustafa

-Tamzara

-Halay

-Üç Ayak (7)

Bunların hemen hepsi erkekler tarafından oynanmaktaysa da, bu oyunları bayanlar da oynayabilmektedir. Yukarıda saydıklarımız arasında “üç ayak” oyunu yalnız bayanların tasarrufunda olan bir dans oyunudur.

Bu dans oyunlarında, erkek ve bayanlar karışık olmayıp kesinlikle ayrı ayrı oynarlar.




Son Güncelleme ( Salı, 07 Ağustos 2012 )
 

Mobil Aidat

Mobil Aidat

Üye Girişi

Üye Girişi

Atatürk Köşesi

Duyurular



DÜĞÜN GÜNLERİ

DÜĞÜN NİŞAN GÜNLERİNİZİ BURDAN YAYINLAYALIM



Ziyaretçi Defteri

Son Yazılan Mesaj
nuri
selaattin SÜLEYMANOĞLU'NA HAYIRLI UĞURLU
Ziyaretçi Defteri - Görüşleriniz bizim için değerlidir...

Kaybettiklerimiz

Sanal Mezarlık

Chat

Herkes burada, sen neredesin?
Chat
Chat için üye girişi yapmalısınız!
Üye Ol

Okuyucu Yorumları

  • Allah kabul etsin. Makamı Cennet inşallah.
  • Bir iğdecikli olarak O'nunla gurur duyuyorum. Rabb...
  • okun duğunu bilelim her okuduğun haberin altına yo...
  • öncelikle başkanımıza ve ekibine başarılar dilerim...
  • EY ALUCRALIYIM DİYE GEÇİNEN İSTANBUL DA YAŞAYANLAR...

Dinimiz İslam

Kur'an-ı Kerim Dinle






































































































































































 
KDS Konsepti | COMPETAN Bilgi Teknolojileri | Profesyonel Web Projeleri - Web Tasarım - Hosting - Alan Adı Tescili - Köy Dernek Sitesi - Köy Sitesi - Dernek Sitesi -  - Köy Dernek Web Sitesi - Köy Web Sitesi - Dernek Web Sitesi - Kişisel Web Sitesi - Şirket Web Sitesi - Kişisel Site - Şirket Sitesi - Şahıs Sitesi - Şahıs Web Sitesi